22 Eylül 2007 Cumartesi

Düğüm

Nasıl başlanır ki anlatmaya..

Saat 2'ye çeyrek var ve boğazımdaki düğüm: "Kalk 1 kalem kağıt kap ve dök şu içini! Dök de rahatla artık!" demeyi başardı artık!

"Mevsiminden midir(!) bilinmez ama hüzün sardı beni yine..."
Üstünü sürekli örttüğüm; aynadaki yüzümün de bunu bana belli etmemek için çabaladığı her an bir damla zehir düşürdü içime...
Yeni bir şeyler, yeni uğraşlar, yeni ilişkiler, sevinçler...
İşleyin ruhuma yine cıvıldayayım ben, odalardan odalara geçerken cırtlak sesimle söylediğim şarkılarımla çınlasın duvarlar!

Hadi Semraaa!
Yapma! Daha fazla oyun onayıp kandırma kendini...
Aynadan kaçırdığın yüzün ve gözlerin, içine akıttığın sızıyı gecenin birinde mutlaka kan kusturacaklar sana! Tıpkı bu gece olduğu gibi...
Olsun..
Boğazın düğümlü, gözlerin nemli ve bir o kadar bıkmış olsalar da yaşa!
Yaşa işte 'son' a yaklaşıp yaklaşmadığını bilmeden...
İyimser yaklaştın mı olaylara, 2 dakikada toparlanırsın; hayata devam edersin.
"Herşey çok güzel olacak" etiketi halihazırdadır.


+Ee..N'oldu daha ne istiyorsun sen?
-Bilmem...
Biraz uyusam iyi olacak.