27 Mayıs 2009 Çarşamba

Yol Üstü

Henüz tadına varıyorken terk ettiğim mutluluklar yine bi dünya oldu. Bip! Mesaj geldi ama bakmayacağım şimdi. Devam..
Az önce, daha bir aydır tanıdığım çok tatlı bir dostumla vedalaştım. Uzun süre görüşemeyecek gibiyiz. Tekrar görüşebileceğim biri ama her veda bana bu hissi veriyor. Hüzün yine damarlarımda faaliyete geçip boğazıma o bilindik düğümü hatırlatmadan geçmiyor. Yaya geçidinden geçiyorum. Hem de yeşil ışıkta. "Ne zamandır kurallara uyuyorsun kız sen?" diye sormadan edemedim kendime şimdi.
Arada bir kafamı kaldırıp karşıma baksam iyi olacak. Bu yol biraz tehlikeli çünkü. Olmadık yerde, kendinde olmadığında mesela, ufak çocuklar o geçtiğinde parmaklarıyla gösterip "Hey şuna bakın! " diyebiliyor. Ve sen dönüp baktığında gözlerini kaçırıp hızla uzaklaşmak için önündeki her şeyi ezip geçebiliyorsun.
Karşımda mahallenin delisi belirdi. Bildiğin deli. Aklını ve kalbini iki dakikalığına ödünç alanların dolandırdığı. Karşılaşacağımdan korktuğum şey için başımı kaldırdığımda karşılaştığım bir başka hikaye silsilesi.
Serinletmese de eser böyle bazen. Cayır cayırken sağ elinin içi ve belinin sol tarafı, üfler geçer uzaktan uzağa. Yürürken yazmamıştım hiç. Ama yürüken çok konuşuyorum galiba. Neyse apartmana geldim şimdi, bitsin burada.