4 Temmuz 2009 Cumartesi

Film Gibi

"İnsanın zihninde sesler ve görüntüler kalır hep. Sen, o sana acı veren görüntü ve sesleri bozulan bir televizyon yayını gibi kuma çevir ekranında. Ardından güzel günlerindeki görüntü ve sesleri yapıştır üzerine. Slow-motion derler ya, o atmosferde izle her şeyi. Keyfini çıkar."

Dedi psikanalist.

Peki ya koku?

Tek tek öldürdüğüm imaj ve replikleri bir kokuyla şoklayıp hayata döndüren. Can çekişen bir senaryonun yönetmenliği pek ağır. Kendini bilmez figüranlar doğaçlama dalınca rollere hep ben dublör oldum. Kuliste beni bekleyen bir ambulans bile yoktu hiç. Kokuları ben soluyup yaralarımı kendi ellerimle ondum.

Hiç yorum yok: