12 Temmuz 2009 Pazar

Kız Çocuğu


Yaşamasına son anda karar verilen bir kız o. Kıvırcık sarı saçları bir tarağın açmaya cesaret edemeyeceği türden. Rahme, bir sarhoşun hislerinden gayet eminken fakat ürkekçe bırakılmış ve bir embriyorken heyet toplantısında doğurup doğurmayacağını sordular annesine. Röntgen ışınlarına maruz kalmış, bir de annesinin sendromlarını omuzlarına alıp bekledi uğultulu suyun içinde. Sakat doğacak endişesiyle aldırmaya karar verdi anne. 4 aylık olmuş bebek. Farkında değil. Kendi vücudunun, kendi kanamasının, içnin ve de dışının farkına varamayacak kadar da dipte. Kürtaj masasını uzaktan görmeye ihtiyacı yoktu vazgeçmek için. Sakat ya da sağlam dünyaya gelecek diye söyledi sonra anne. Sarhoş bunu duyduğunda git nasıl becerdiysen öyle çıkar piçini içinden diye bağırdı. Cinsiyetini bile merak etmeksizin özürlü doğacağına inandığı bebeğiyle ilgili hayal kurabiliyordu anne herşeye rağmen. Yürüyemeyecekse tekerlekli sandalyeyle onu her gün gezmeye çıkaracak, körse ona göz olacak, zihinsel engelliyse, her ne ise kendi vücudunun nasibini alamadığı şeyler için ona bağışta bulunacaktı. Korunmaya meydan okuyup rahme düşmekle zaten bir asiliği beraberinde getiren bebek yaşamasına karar verildiği için doğdu sonunda. Yarım saat içinde bütün testlerden geçti doğduktan sonra. Hamileliğinde tüm test ve müdehaleleri reddetmişti anne anlam verilemeyecek şekilde. Hiçbir yerinde hiçbir kusur yok. Ne beyninde ne de vücunda, kulak memesindeki ufak yarıktan başka. Özel bir davette içeri alınmayan, fakat sonra bir yanlışlık oldu girebilirsiniz denmiş gibi kendisine, buruk ve alıngan bakışlı bir bebeklik geçirdi. Onun yüzüne bakanın gözlerinin dolmaması imkansız bir şeydi. 4 yaşına geldiğinde konuşmaları herşeyden öylesine haberdarmışçasına çıkıyordu dudaklarından ve öylesine radikaldi ki annesinin parfüm şişesini kırıp ellerini keserken. Koş ellerini yıkayalım diye telaşlanan dadısına "acımıyor, peçete ver bana silerim" diyerek ona acınmasına müsade etmedi. Dağınık ve elektrikli saçlarıyla minyatür bir hippi gibi sokaklara çıkıp, evcilik oynayanların davetine burun kıvırıp, abisinin kamyonunu ve askerlerini alıp, bahçedeki üç tekerlekli bisikletten düşmeyi eşi bulunmaz bir eğlence olarak görüyor. Bir karar sayesinde nefes alıyorsa bundan sonraki kararlarda kimsenin karışmaması gerektiğini söylüyor. Zira onurunu da muhafaza ediyor tüm engellere rağmen rahme düşebildim diyerek. Sizi bir daha karar vermek üzere görmek istemiyorum. Şayet bir gün benim bacak aramdan çıkacak canlıya dünyanın bucaklarını ölçerken yardım edeceğim diyor.

Hiç yorum yok: